Kilo vermek mi zor, kiloyu korumak mı?
19 Tem 2019
Ülkemizde online diyet ve online detoksu yaygınlaştıran ilk diyetisyenlerden biri olan Merve Bilge Atalay’a hem başlıktaki soruyu, hem de daha fazlasını sorduk. “28 Gün Yeter” ve “Düz Göbek Sağlıklı Bebek” kitaplarının yazarı Atalay’ın en merak edilen diyet sorularına verdiği cevaplar şöyle:

Diyet söz konusu olunca neden kendimize söz geçiremiyoruz? Neden yemememiz gereken şeyleri yiyoruz; bunu en iyi siz bilirsiniz…
Pek çok kişide yıllar içinde öğrenilmiş bir çaresizlik var diyete karşı. Daha önceki deneyimlerinden yola çıkarak bilinçaltı kişilere sürekli yine başarısız olacağını fısıldayabiliyor veya kişi damak tadına veya hayat tarzına hiç uymayan diyet tarzlarını uygulamaya çalışıyor. Durum böyle olunca da işler yolunda gitmiyor.
Kilo vermek mi daha zor, yoksa kiloyu korumak mı?
Geçenlerde instagram hesabımda bir postun altında böyle bir anket yaptım ve kişilere hangisinin zor olduğunu nedenleri ile sordum. Çoğunluk korumanın zor olduğunu söyledi. Aslında bu sorunun benim gözümde cevabı, ‘’başlamak’’. Çünkü yeni bir karar almak, alışkanlıklardan vazgeçmek oldukça zordur. Bir şeye başladıktan sonra eğer bu durumu ‘’çok kötü’’ olarak nitelendirmiyorsak ve ‘’nasılsa bitip gidecek ben eskisi gibi olacağım’’ diye düşünmüyorsak sonuca değil yolculuğa odaklıysak, hem vermek hem korumak oldukça kolay.
Almadan – vermeden kiloyu koruyabilmek için uygulanacak diyetler neler olabilir?
Kilo korumak günlük harcadığınız ve aldığınız enerjiyi ayarlamaktan geçiyor. Fakat ben kalori sayan bir diyetisyen değilim; hatta saymaya da karşıyım. Doyma sınırını ayarlamak; porsiyonlarınızı diyetten çıkınca büyütmemek ve ömürlük bir diyet yapmak, yani sağlıklı beslenmek kilo korumada önemli. Bunun haricinde yazın gittiğimiz oteller veya yazlık tatillerinde 1-2 kilo yağ artı ödem ile dönmek çok normal. Normalinizden çıkmanız ve biraz fazla kaçırmanız da olağan bir durum. Bunu dert etmeden hemen sonraki hafta daha az karbonhidratlı beslenerek işleri yoluna koyabilirsiniz.
Peki kilo vermeye yönelik diyetler söz konusu olduğunda siz neler önerirsiniz?
En önemlisi sürdürülebilir olması. Diyete bitip gidecek bir süreç gözü ile bakılmamalı. Genelde bana ilk gelen danışanlardaki ortak sorun bu oluyor. Daha önce onlarca kez diyet denemesi yapılmış ve çoğunda ‘’dönemlik başarı’’ sağlanmış fakat bırakınca hepsi geri gelmiş. Bu çok normal. Çünkü en günlük örneklerden bir tanesi ile olaya bakacak olursak, evi toparladıktan sonraki gün tekrar toplamamız gerekiyor; çünkü ev her gün dağılıyor. Diyette de böyle sürekli tetikte olacağız. Fakat bunu zorunluluktan değil alışkanlıktan yapmamız gerekiyor. Diyet de nefes almayı unutmamak gibi bir şey haline gelmeli.
Hakikaten yiyeceklerle cilt güzelliği arasında bir ilişki var mı? Meselemiz cilt sorunları ise, neleri yemeli nelerden uzak durmalıyız?
Tabii ki var. Hem yediklerimiz hem içtiklerimiz cildimizi derinden etkiliyor. Sağlıksız beslendiğinizde cildiniz direk reaksiyon verir. Renk solgunluğu, sivilce gibi pek çok soruna sebep olabilir. Az su içildiğinde ne kadar iyi kremler kullanılsa bile pul pul dökülme ve kuruluk gibi sorunlar ortaya çıkar. Ayrıca koyun, kuzu gibi küçük baş hayvanların kemikleri ve etleri ile yapılan et çorbaları vücut bağışıklık sistemi ve kolajen için oldukça fayda sağlar.
Cilt güzelliğinin ne kadarı genetik; ne kadar sonradan; siz bu konuda neler söylersiniz?
Genetik faktörlerin üzerimizdeki etkisi büyük; bu yadsınamaz bir gerçek. Özellikle hastalık temelli sorunlarda… Hemen bir fakat ile genetik konuda şanslı hissetmeyenlere bir umut ışığı yakalım.Siz sağlıklı beslenirseniz, ki bunda yeterli su içmenin ve sigara içmemenin etkisi çok büyük, yolunda gitmeyen işleri yoluna koyabilirsiniz. Tabii her gün aşırı makyaj yapmamak ya da günlük ve aylık periodik cilt bakımlarını aksatmamak da cilt güzelliği konusunda çok etkili.
İnsanlar kışın mı daha çok yeme ihtiyacı duyarlar; yazın mı? Sizin bu konudaki gözlemleriniz neler?
Kesinlikle kışın! Fakat kışın kilo vermeleri de daha kolay! “Nasıl yani Merve hanım” dediğinizi duyar gibiyim. Bilinenin aksine yazın metabolizmamız yavaşlıyor. Bunun yanında ciddi bir düzensizlik başlıyor. Yazlık tatilleri, yurt dışı seyahatleri, otel tatilleri, bayram tatilleri, bayram gezmeleri derken pek çok tatil planı bir araya geliyor ve düzen bozuluyor. Bunun yanında yazın sıcaktan bunalıp sınırsız şekerli içecekler içenler var. Bir de son dönemde ‘’ama ev yapımı’’ modası başladı. Ev yapımı limonata da sonuçta şeker içeriyor; hatta ciddi bir şeker içeriyor. Bu yüzden lütfen yaz aylarında suyun yerine bir şeyleri koymadan ya da sınırsız tüketmeden daha dikkatli olalım.
Bu yaz için, kilo aldırmayacak bir diyet önerisi alabilir miyiz sizden?
Tabii 🙂 Günlük mutlaka 3 litre civarında su içilmeli. Su içmediğiniz takdirde gazlı içecekler ve soğuk içeceklere olan düşkünlük artıyor. Soğuk kalorisiz birkaç içecek seçeneği elinizin altında olsun. Mesela sade maden suyu, taze nane limon ve birkaç vişne çok fresh ve çok lezzetli bir içecek. Bunun yanında yazın hareket çok azalabiliyor. Hareketi mutlaka artırmamız gerekir.
[wa-wps]Yazara ait Diğer Yazılar
Önerilen Yazılar

Halima Aden, Modanisa’nın global marka elçisi oldu
06 Eyl 2021 - Aktüel

Modanisa’dan Filistin’e destek: Hedef 1 milyon TL
11 Haz 2021 - Aktüel

Modanisa’dan 140 ülkeye naklen: Moda Şimdi!
16 Nis 2021 - Aktüel